Doç. Dr. Veysel ÇAKMAK
ORCID: 0000-0001-5785-7636
Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi
veyselcakmak@aksaray.edu.tr
ISBN: 978-605-71074-1-1  
Yayın Tarihi: 09.11.2023
Doi: 10.5281/zenodo.10092868

Medya hem şekil hem de içeriğin kapsadığı mesajlardan oluşmaktadır. Mesajlar ise iletişim teknolojileri vasıtasıyla insanlara iletilmektedir. Gazete, kitap, dergi, broşür, radyo ve televizyon gibi geleneksel iletişim araçlarının yanı sıra son yıllarda, bilgisayar, internet, videolar, fotoğraf ve sosyal medya araçlarıyla birlikte farklılık ve çeşitlilik artmıştır. Çok sayıda iletişim aracına maruz kalan bireylerin “medya” ve “okuryazarlık” kavramlarını tekrar değerlendirmesi gerekmektedir.

Medya araçları ise, kitlesel iletişime ve kişisel iletişime olanak sağlayan gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet gibi teknolojik araçları kapsamaktadır. Organizasyon açısından medya, kitle iletişimi sağlayan işletmeleri vurgulamaktadır. Akademi alanında teknik yönü gösteren kitle medyası  (mass media) terimi yerine “medya” daha yaygın kullanılmaktadır (Bilici, 2020, s. 5). 

Medyanın toplum davranışlarını değiştirmesi izleyiciler açısından önemlidir. Medya mesajları normal anlamlardan daha farklı anlamlar içerebilir. Medya okuryazarlığı, bireylere kitle iletişim araçlarının bu mesajlarını daha bilinçli bir şekilde algılamayı sağlamaktadır. Bireyleri eleştirel düşünce çerçevesinde sorgulayıcı bir vatandaş haline dönüştürür (Ilgaz Büyükbaykal, 2018, s. 49).

Medya araçlarını sınıflandırmak gerekirse gazete, dergi, kitap, broşür, radyo ve televizyonun olduğu grup geleneksel medya, internet siteleri, bloglar, wikiler, Facebook, Twitter, Instagram ve Tiktok gibi iletişim araçlarının olduğu grup ise yeni medya olarak adlandırılmaktadır.

Okuryazarlık kavramı sadece bir metnin okunabilmesi ve onun yazılması olarak açıklanamayacak kadar geniş bir kavramdır. Günümüzde, “artık var olmayan yıldızların haritasını ‘okuyan’ bir gökbilimci; bir evin yapılacağı yeri kötü ruhlara karşı korumak için ‘okuyan’ japon mimar; ormanda hayvanların izlerini ‘okuyan’ zoolog; kazanacak kağıdı oynamadan önce ortağının hareketlerini ‘okuyan’ kağıt oyuncusu; koreografın notlarını ‘okuyan’ dansçı ve dansçının sahnedeki hareketlerini ‘okuyan’ izleyici; örülmekte olan bir halının karmaşık desenini ‘okuyan’ dokumacı; sayfanın üstünde birleştirilmiş birden çok nokta dizinini ‘okuyan’ org sanatçısı” gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür.  Bu ve buna benzer örnekler okuryazarlık kavramlarının sınırları ve anlamı konusunda bilgi vermektedir. İnsanları gelişen iletişim araçları üzerinde anlamak veya anlatmak konusundaki her şey okuryazarlık ile ilgilidir (Altun, 2014, s. 5).

Medya okuryazarlığı, kısaca, “izleyicinin medya metinlerine ulaşabilmesi, metnin içeriğini oluşturan iletileri algılaması, anlamlandırabilmesi ve çözümleyebilmesi” olarak tanımlanabilir. Medya okuryazarlığı medya metinlerin anlaşılabilmesi için önce teknolojilerin yeterli düzeyde kullanılması gerekmektedir. Medya okuryazarlığı ile ilgili çalışmalara bakıldığında bazı çalışmaların medyaya karşı eleştirel ve sorgulayıcı açıklamaları olmasına rağmen, bazılarının ise eleştirel kaygısından uzak olduğu görünmektedir. Bu nedenle sosyal bilimlerdeki eleştirel paradigmalar etkisini bu alanda göstermektedir (Güngör, 2020, s. 384).

Medya okuryazarlığı konusunda bilinmesi gereken hususlardan biri medya okuryazarlığı becerilerinin elde edilmesidir. Medya okuryazarlığı becerisi kültürel bir süreci kapsamaktadır. Bu beceriler erişim, anlama, analiz, değerlendirme ve üretim sürecinden oluşmaktadır. Birey iletişim teknolojilerinin yoğun kullanıldığı günümüzde bilgilere kolayca erişebilmektedir. Eriştiği bu bilgileri medya mesajlarının (ses, grafik, yazılım metin, video, imgeler vb) şekil ve içeriğini anlama bir başka açıdan ifade edilirse çözümleme sürecine girmektedir. Sonrasında ise doğru analiz edebilme ve değerlendirme bireyin hayatındaki temel süreçlerdir. Birey değerlendirme sonucunda elde ettiği fikirleri tekrar içerik üreterek çevresine yayabilme becerisi ile medya okuryazarlığının süreçlerini tamamlamış olmaktadır (Karaduman, 2018, s. 686).

Bu çerçevede medya okuryazarlığı konusunda medya araçları ile ilgili odaklanılması gereken temel noktalar aşağıdaki gibidir (Aufderheide, 2004; Aktaran; Avşar, 2014, s. 13-14; );

–         Tüm medya kurgusaldır,

–         Medya gerçekleri kurgular,

–         İzleyiciler medyada sunulan mesajların anlamını tartışır,

–         Medyanın ticari faaliyetleri vardır,

–         Medyada ideoloji ve değer mesajları bulunur,

–         Medyanın toplumsal ve siyasal söylemleri vardır,

–         Medyada biçim ve içerik yakından ilişkilidir,

–         Her medya kuruluşunun kendine has estetik yapıları bulunmaktadır.

Yeni medya platformları başta, sağlık, ekonomi, siyaset ve kültür alanı olmak üzere birçok alanda olanaklar sunan sosyal medya araçları (Facebook, Twitter, Instagram, Youtube gibi) kullanıcıya farklı fırsatlar sunarak tüm dünyada özgürlük alanları açmasına rağmen, bir çok riskleri de barındırmaktadır. O halde hem fırsatlar hem de riskler oluşturan sosyal medyadaki aktif kullanıcı kimliği medya okuryazarlığı kavramının önemini göstermektedir (Utma, 2019, s. 23).

Yukarıdaki bilgiler değerlendirildiğinde, medya okuryazarlığı bireyin zihninde gerçekleşen uygulamalı bir süreçtir. Özellikle son yıllarda sosyal medya içeriklerinin yaygın hale gelmesiyle birlikte internet kullanıcıları kolaylıkla içeriklere/mesajlara erişebilmekte, onları kendi bilgileri doğrultusunda anlamaya, analiz etmeye ve çözümlemeye çalışmakta, sonrasında birey kendi zihninde genel bir değerlendirme yapmaktadır. Çözümlediği ve değerlendirdiği içerikleri benimseyen birey, yeni içerikler üreterek paylaşımlarda bulunmaktadır. Bu döngü tüm bireylerde sürekli gerçekleşen bir süreçtir. Bunun nitelikli olabilmesi için her bireyin kendisinin medya, iletişim araçları ve yaşadığı toplum üzerine belli bir entelektüel birikimini oluşturması gerekmektedir.

Toplum içerisindeki bütün bireylerin medya okuryazarlığı farkındalığının oluşması büyük önem arz etmektedir. Çünkü, günümüz teknoloji ve medya araçlarında enformasyon selinin olması, bilgiye erişim olanaklarının çoğalması, teknolojinin giderek ucuzlaması, medyanın insanları etkileme gücünün artması, insan davranışlarını şekillendirme gücünün bulunması, dengesiz medya tüketim alışkanlıklarının ortaya çıkması, görsel iletişimin yaygınlaşması, taraflı ve/veya yanlış içeriklerin ortaya çıkması ve ticari amacının olması bireylerin medya okuryazarlığı becerisi için gerekli koşullardır (Şahin, 2021, s. 65).

Medya okuryazarlığı konusunda çok sayıda araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalardan bazıları aşağıdaki gibidir:

Medya okuryazarlığının kazandırılabilmesinde bu konuda verilen eğitimiler oldukça önemlidir. Medya konusunda eğitim faaliyetleri farklı aşamalardan geçerek günümüze kadar gelmiştir. Medya eğitim faaliyetleri çoğunlukla teknoloji ile bağlantılı olarak ilerlemiştir. 1920 ile 1950’ler arası sinema filmleri, 1950’ler ile 1970’ler arası televizyon, 1970-1990 yıları arasında elektronik ve görsel medya türlerinden oluşmuştur. 1990-2000 yılları arasında bilgisayar, internet ve oyun, 2000’den günümüze kadar olan dönemde ise dijital medya ve katılımcı web 2.0 teknolojileri boy göstermiştir. Okuryazarlık kavramı ise zamanla, klasik okuryazarlıktan çıkarak bireysel ve toplumsal faaliyetlerin altyapısını oluşturan kitle iletişimi ve dijital iletişim okuryazarlık kavramının temelini oluşturmaktadır (Şentürk Kara & Nisan, 2022, s. 27). Önce medya kavramı sonra da okuryazarlık kavramının eğitimi ön plana çıkmıştır. Günümüzde ise bu eğitim medya okuryazarlığı olarak verilmektedir.

Binark ve Gencel Bek,   (2010, s. 16) medya eğitiminin eleştirel boyutta olması gerektiğini savunur ve Paulo Freire’nin   (1991, s. 46-61)  “sorun tanımlayıcı eğitim modelini” desteklemektedir. Bu modeli eleştirel medya okuryazarlığı çerçevesinde ele almaktadır. Onlara göre öğrencilerin eğitim sürecinin ve dersliklerin kültürel sermayesinin gelişmesine, zenginleşmesine ve entelektüel bir kişi olmasına, bu entelektüel birikimin ve zenginliğin özgür ve eleştirel akılla gerçekleşmesine, böylesi bir aklın araçları ile toplumsal ve kültürel alanda yeni fikirlerin üretimine fırsat sağlamaktadır.

İletişim teknolojilerinin artmasıyla birlikte medya okuryazarlığının altında sosyal medya okuryazarlığı, internet okuryazarlığı, dijital oyun okuryazarlığı ve görsel okuryazarlık gibi yeni kavramlar boy göstermektedir. Özellikle Facebook, Twitter, Youtube, Instagram gibi günlük milyonlarca kişinin içerik ürettiği, paylaşımlarda bulunduğu, yorumlar yaptığı ve yeni kültürlerin oluşumunun zeminini hazırladığı etkileşimler yaygın bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla medya okuryazarlığından sonra özellikle sosyal medya okuryazarlığının etkin bir şekilde bilinmesi toplumsal bilinci artıracağı düşünülmektedir.

Kısaca medya okuryazarlığı kişinin iletişim araçları vasıtasıyla sürekli olarak maruz kaldığı medya mesajlarına karşı kendi öz bilincinin oluşturulmasıdır. Öz bilincin oluşturulması için de kişinin iletişim araçlarının özelliklerini mesajın içeriğinin ve toplumun yapısının çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Medya okuryazarlığı yaşam boyu öğrenilmesi gereken bir süreçtir. Bu bağlamda medya okuryazarlığı eğitimi de ilkokullardan başlayarak, üniversiteye kadar aşamalı olarak verilmelidir.

Anahtar Kelimeler: Medya, Okuryazarlık, Medya Okuryazarlığı, Medya Okuryazarlığı Eğitimi, Eleştirel Düşünce.

Kaynakça

Altun, A. (2014). Medya Okuryazarlığı Eğitimine Yönelik Türkçe Yayınlar: Bir Bibliyografya Denemesi. Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 5-15.

Avşar, Z. (2014). Medya Okuryazarlığı. İ&D İletişim ve Diplomasi, 7-17.

Bilici, İ. E. (2020). Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi. Ankara: Nobel Yayınevi.

Binark, M., & Gencel Bek, M. (2010). Eleştirel Medya Okuryazarlığı. İstanbul: Kalkedon Yayınları.

Freire, P. (1991). Ezilenlerin Pedagojisi. İstanul : Ayrıntı Yayınevi.

Güngör, N. (2020). İletişim Kuramlar ve Yaklaşımlar. Ankara: Siyasal Kitabevi.

Ilgaz Büyükbaykal, C. (2018). Medya Okuryazarlığı Eğitimi. İstanbul: Derin Kitabevi.

Karaduman, S. (2018). Yeni Medya Okuryazarlığı: Yeni Becerler/Olanaklar/Riskler. Erciyes İletişim Dergisi, 683-700.

Şahin, A. (2021). Eleştirel Medya Okuryazarlığı. Ankara: Anı Yayıncılık.

Şentürk Kara, E., & Nisan, F. (2022). Dijital Medya Okuryazarlığı Literatürüne Tarihsel Bir Değini. E. Şentürk Kara, & N. S. Çetin içinde, Dijital Medya Okuryazarlığı (s. 1-34). Ankara: Nobel Akedemik Yayıncılık.

Utma, S. (2019). Dijital Çağın Bir gerekliliği Olarak Sosyal Medya Okuryazarlığı. Selçuk İletişim , 11-35.