Dr. Eda Evlioğlu Gezer
ORCID: 0000-0003-0926-964X
eevlioglu@gmail.com
ISBN: 978-605-71074-3-5
Yayın Tarihi: 07.08.2027
Doi: 10.5281/zenodo.16758634

Teknoloji hızla geliştiği için kullanılan aygıtlar değişmekte ve bir olguya yönelik yapılan tanımlamalar da hızla eskimektedir. Bu anlamda “Sanal Gerçekliği” (Virtual Reality/VR) hızla değişen teknolojiden etkilenmeyecek şekilde tanımlamak için bu olgunun gerçekte insanlar için ne türden bir deneyim sağladığına odaklanmak yararlı olacaktır. Bu anlamda sanal gerçekliğin en temel tanımını şu şekilde yapabiliriz: Herhangi bir organizmanın farkında olarak veya olmayarak, yapay duyusal uyaranlar kullanılarak hedeflenen davranışı yapması veya hedeflenen deneyimi yaşaması. Bu tanımlama dört farklı bileşenden oluşmaktadır. Bunlar hedeflenen davranış, organizma, yapay duyusal uyarım ve farkındalıktır.

(1) Hedeflenen davranış: Organizma uçmak, yürümek, koşmak gibi önceden tasarlanmış bir deneyim yaşar.

(2) Organizma: Organizma ile kastedilen şey insan olabileceği gibi herhangi bir canlı yaşam formu da olabilir ve hayvanlar üzerinde sanal gerçeklik teknolojileri deneyleri mevcuttur.

(3) Yapay duyusal uyarım: Organizmanın deneyim esnasında bir veya daha fazla duyusu yapay olarak uyarılır veya duyular güçlendirilir. 

(4) Farkındalık: Deneyim yaşanırken organizma duyusal müdahalenin ya farkında değildir ya kısmen farkındadır veya tamamen farkında olabilir. Farkındalık eksikliği var ise bu deneyimleyenin alternatif bir dünyada var olma hissini desteklediği için doğal kabul edilir. Bir sanal gerçeklik sistemi organizma için algısal bir illüzyon etkisi yapmaktadır (LaValle, 2019, s. 3).  Literatürde sanal gerçeklik kavramının farklı tanımlamaları da mevcuttur. Mandal (2013) sanal gerçekliği kullanıcının bilgisayar simülasyonlu bir ortamla etkileşim kurmasını sağlayan bir teknoloji olarak tanımlamaktadır. Ona göre etkileşim kurulan simülasyon gerçek dünyanın bir simülasyonu olabileceği gibi, tamamen hayali bir dünyanın simülasyonu da olabilmektedir. Geçmiş, günümüz ve gelecek hakkında deneyimlerin yaşanabileceği yegâne teknoloji sanal gerçekliktir (Mandal, 2013, 304).  

Sanal gerçekliğin temel özellikleri

(1) Ortam bütünlüğü: Görüş aralığı kullanılan cihaza göre değişiklik gösterse de kullanıcının yukarı ve aşağı, sağa ve sola baktığında simülasyon ortamını bütünüyle görebilmelidir. Aksi halde organizma içinde bulunulan ortamın gerçekliğinden emin olamaz.

(2) Derinlik ve hareket algısı: Gündelik yaşamda insanlar göz-beyin ile çalışan ve derinlik ve hareket algılarını yerine getiren sistemleri kullanmaktadır. Örneğin iki gözün birbirinden farklı imajları görerek bunların beyindeki nöronlar tarafından birleştirilmesi yoluyla derinlik ve hareket algısı sağlanır. Sanal gerçeklikte ise birden fazla kullanıcı simülasyonun içinde bulunuyor ise her bir kullanıcının birinci şahıs bakış açısına uygun görüntüyü deneyimlemesi gerekmektedir. 

(3)  Uzamsal ses algısı: İnsanlar gündelik yaşantısında sesleri başın hareketiyle birlikte farklı şekillerde algılarlar. Sanal ortamlarda stereo ses uzamsal sesten farklıdır. Uzamsal ses simüle edilmiş bir ortamda gündelik hayatta olduğu gibi algılanmalıdır (Strickland, 1994).

Sanal Gerçekliğin Kullanım Alanları

Sanal gerçeklik günümüzde birçok alanda yeterince kullanılmaktadır. Fakat en çok kullanılan birkaç alanı burada saymak mümkündür. Sanal gerçeklik prototip maliyeti oldukça yeksek olan araç ve cihaz deneyimlerinde kullanılmaktadır. Örneğin büyük buldozerler ve araçların prototip maliyeti yeksek olduğu için müşterilere sanal gerçeklikte bir araç simülasyonu deneyimi yaşatılır. Bunun yanında sanal gerçekliğin en yoğun kullanıldığı alanlardan birisi de sürüş ve uçuş simülasyonlarıdır. Uçak, helikopter, hızlı tiren gibi araçların kullanımı sırasında hata yapmanın sonuçları oldukça sarsıcı olabilmektedir. Bu yüzden simülasyonu yapılmış bir sürüş deneyimi kullanıcıların eğitiminde kullanılmaktadır. Sanal gerçeklik bu uygulamalarda kullanıcıya deneyim kazandırmakta yardımcı olmaktadır. Uçuş simülatörleri ülke orduları tarafından en çok kullanılan sanal gerçeklik uygulamalarıdır. Askerleri tank kullanımı ve sanal tank savaşlarıyla eğitmek için simülatörler kullanılmaktadır. NASA astronotları sanal gerçeklik simülatörleriyle uzay mekiği kullanımı konusunda eğitmektedir (Mandal, 2013, s. 308).

Sanal gerçeklik önümüzdeki yıllarda gündelik yaşantıya çok daha bütünleşmiş bir şekilde dahil olabilir. Gelecekte sanal telefonlarla iletişim kurmak, uzakta olan bir yakınımızla 3B görüntü ile konuşabilmek gibi teknolojilerin ilerleyen yıllarda hayata geçirilebileceği öngörülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Sanal Gerçeklik, Sanal Gerçeklik Uygulamaları, Sanal Gerçeklik Özellikleri.

Kaynakça

LaValle, M. S. (2019).  Virtual Reality. Cambridge University Press.

Mandal, S. (2013). “Brief Introduction of Virtual Reality & its Challenges”. International Journal of Scientific & Engineering Research, 4(4). ISSN 2229-5518

Strickland, L. (1994).  “Placeholder: Landscape and Narrative in Virtual Environments.” ACM Computer Graphics Quarterly, Vol. 28, No. 2.