Dr. Öğr. Üyesi Pelin SEÇKİN
ORCID: 0000-0002-2168-5147
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
pelinseckin@ktu.edu.tr
ISBN: 978-605-71074-1-1  
Yayın Tarihi: 08.09.2023
Doi: 10.5281/zenodo.8392606

Sosyal bir varlık olarak insan; algıladığı evreni, olayları ve durumları çok yönlü bir dizge olan dil aracılığıyla ifade eder. Bu ifade etme sürecinde aktarımın gerçekleşmesiyle iletişim ortamı oluşur. İletişim esnasında bireyler sadece bilgi aktarmaz aynı zamanda çeşitli edimlerde de (eylemlerde) bulunurlar. Başka bir deyişle iletişim; dil bilgisel birimlerin cümlede belirmesiyle değil edimlerin icrasıyla başlar. Bu edimlerden bazıları “düz ifade kurma, soru sorma, emir verme, betimleme, açıklama, özür dileme, tebrik etme vb.dir” (Levinson, 2003: s. 229).

Edim kavramı, ilk kez Austin tarafından kullanılmış, öğrencisi Searle tarafından geliştirilmiş ve “dil ve anlam arasındaki ilişkiyi besleyen temel tezlerden biri hâline gelmiştir.” (Özay, 2021). Bu kurama göre dilin edimsel kullanımında cümleler farkı işlevlerde kullanılmakta ve edimlerin muhataplar arasında anlaşılması iletişimin gerçekleşmesini sağlamaktadır. Anlam sorununa dilin kullanımla değer bulduğu düşüncesiyle yaklaşan söz edimi kuramı, sözcelemenin bir eylemde bulunmakla özdeş olduğu esasına dayanmaktadır. Böylece Austin ve Searle, dilin asıl işlevinin iletişimi sağlamak olduğunu vurgulamaktadır. Örneğin bir çifti karı koca ilan etmek, birini mahkûm etmek, yemin etmek, iddia etmek vb. ifadeler beyanın yönünü ve gücünü belirlemektedir. Aynı zamanda dilin kullanımla ortaya çıkan edimsel gücünün toplumdaki uzlaşımla anlam kazandığını ve toplumdan bağımsız olmadığını söylemek mümkündür (Altınörs, 2000, s.74-75).

Söz edimi teorisi cümleleri ve anlam değeri olan dil bilgisel ögeleri, iletişim niyetlerinin doğasını ve bu niyetlerin nasıl dışa vurulduğunu ortaya çıkarmak amacıyla kategorilere ayırır (Cevizci, 1999, s.798). Dolayısıyla Searle’ün kuramı içinde “biçimbirim (morphemes) kelimeler ve cümlelerin sözcelenmesi önemli bir noktadır; aynı zamanda biçimbirim dil bilimsel anlamda en küçük anlamlı birim ve göstergedir” (Vardar, 2002, s. 42). Searle, bu biçimbirimleri  “birtakım sesler çıkarmak gibi kaba bir olgudan insan iletişimine özgü edimlerde bulunarak kurumsal bir olguya geçmemizi sağlayan kurallar” olarak nitelendirmektedir (Searle, 2011, s. 238).

 Biçimbirimlerle oluşan ifadeleri Searle; sözceleme, önerme, edimsöz ve etkisöz edimi olarak dört üst başlıkta toplamaktadır (Tuna, 2011, s. 48). Bu bakış açısıyla sözceleme edimi, konuşan birinin belli bir an ya da durumda bilinçli olarak gerçekleştirdiği faaliyettir. Önerme edimi, konuşan kişinin daha sonra hakkında bir şeyler söyleyeceği belirli bir nesneyi başka nesnelerin arasından seçip ayırmasıyla ya da kullanılan edimsöz ile nesne arasındaki bağlantının kurulmasıyla oluşur (Searle, 2006, s. 163-164). Edimsöz edimi; uzlaşmaya dayalı bir eylemi ifade eden birimlerdir (ilan etmek, söz vermek, bildirmek vb.). Etkisöz edimleri dinleyici üzerinde duygu ya da davranış değişikliği yaratan birimlerdir (kızdırma, inandırma, caydırma, teselli etme vb.).

Searle, edimsözleri kendi içinde kesinleyiciler, yönelticiler, yükleyiciler, dışa vurucular, bildirgeler (beyanlar) olmak üzere beşe ayırmaktadır. Buna göre “insanlara şeylerin nasıl olduğu kesinleyiciler aracılığıyla anlatılır; yönelticilerle bir şey yaptırmaya çalışılır, bir şeyler yapma sorumluluğu yükleyicilerle yüklenir; duygu ve tutumlar dışa vurucularla aktarılır; bildirgeler (beyanlar) ile dünyada değişiklikler meydana getirilir.” (Searle, 2011, s. 12). Dolayısıyla kullanılan edimsözün gücü ifadenin dünyayla kurduğu ilişkinin yönünü belirlemektedir. Örneğin bildirimler, betimlemeler, kesinlemeler ve açıklamalarda dünyadan söze doğru bir uyarlama; ricalar, buyruklar, ant içmeler, söz vermeler sözden dünyaya doğru bir uydurma söz konusudur (Searle, 2011, s. 24). Söz ve dünya arasındaki ilişkinin kurulmasındaki amaç iletişim dizgesinin altında yatan gerçekleri ortaya çıkarmaktır. Söz edimleri kuramına göre de iletişim dizgesinde kullanılan edimsözler basit bir anlatımdan ibaret değildir. Dolayısıyla, “Dosyayı hazırlamanı emrediyorum.” diyen bir kişi sadece istekte bulunmuş olmayacak, “Bu, tutumunuzu kınıyorum.” diyen bir kişi sadece kınadığını dile getirmeyecek; “Araba çarpacak.” diyen bir kişi sadece uyarıda bulunmuş olmayacaktır. İfade edilenlerle aynı zamanda söz konusu eylem de gerçekleştirilecek; muhatabın davranış, duygu ve tutumunda değişiklik oluşabilecektir. 

Anahtar Kelimeler: Dil, İletişim, Edimsöz.

Kaynakça

Altınörs, A. (2000). Dil felsefesi sözlüğü. İstanbul: Paradigma Yayınları.

Cevizci, A. (1999). Felsefe sözlüğü. İstanbul: Paradigma Yayınları.

Levinson, C. S. (2003).  Pragmatics.  Cambridge: Cambridge University Press.

Özay, A. D. (2021). Söz edimi kavramı çerçevesinde Searl’ün Austtin eleştirisi. Erişim adresi https://kualiafelsefedergisi.com/2021/08/soz-edimi-kavrami-cevresinde-searlun-austin-elestirisi-didem-arzu-ozay/

Searle, R. J. (2006). Söz edimleri, (R. Levent Aysever, Çev.), Ankara: Ayraç Yayınevi.

Searle, R. J. (2011). Söylemek ve anlatmaya çalışmak. (R. Levent Aysever, Çev.), Ankara: BilgeSu Yayıncılık.

Tuna, S. (2011). Söz edimleri kuramı bağlamında dil- etik ilişkisi. (Yayımlanmamış doktora tezi). Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Vardar, B. (2002). Açıklamalı dilbilim terimleri sözlüğü. İstanbul: Multilingual Yayınları.