Dr. Aslı ÖZCAN
ORCID: 0000-0003-2783-012X
aslozcn09@gmail.com
ISBN: 978-605-71074-1-1  
Yayın Tarihi: 12.01.2024
Doi: 10.5281/zenodo.10495853

İçinde bulunduğumuz dijital çağda sosyal platformlar aracılığıyla işveren-marka değeri oluşturmak organizasyonların rakiplerinden ayırt edilmelerini sağlayacaktır. Bir organizasyonu mevcut ya da potansiyel bir çalışanın zihninde çekici kılmak için yapılan faaliyetler güçlü bir işveren markası oluşturacak ve hedef kitlelerin zihninde olumlu imaj yaratıp kurumun itibarını arttıracaktır. Dijitalleşen çağda İK 2.0 devrimini benimseyen şirketler yeteneklere ulaşma sürecinde mesajlarını dijital platformlar aracılığıyla ulaştırmaktadır. Yetenek savaşlarının sürdüğü bu ortamda şirketler İK iletişimini profesyonel ağlar (Linkedin, Xing vb.) aracılığıyla yaparak aranılan yeteneğe ulaşma sürecinde daha verimli sonuçlar elde etmekte ve işveren markalarının da tıpkı ürettikleri ürün ve hizmetleriyle oluşturdukları marka değeri kadar değerlenmesini sağlamaktadırlar.

Sanayileşmiş toplumların vazgeçilmez unsurlarından olan işletmelerin, değişen endüstriyel ilişkiler sistemi ve insan kaynakları yönetimi göz önüne alındığında belirledikleri hedeflere ulaşmak ve başarılı bir grafik çizmek için birtakım yöntemlere ihtiyaç duymaktadır. Küreselleşmeyle beraber artan rekabet ve yeni teknoloji transferleri bu ihtiyaçları gittikçe ön plana çıkarmaktadır. Bu yöntemler içerisinde en önemli olanları değişime ayak uydurmak, insan kaynağını etkili ve verimli bir şekilde kullanmak, gelişen tekniklere uyum sağlayıp profesyonel ağları etkin bir şekilde kullanarak işveren marka değerini güçlendirmek ön planda olmaktadır. Bu noktada insan kaynağının farklılaşması, değer yaratması ve yarattığı değeri net bir şekilde tanımlaması işletmeler için kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu durum geleneksel insan kaynakları yaklaşımlarının yetersiz kalmasına neden olmuş ve dolayısıyla stratejik yeni bazı yaklaşımlara olan ihtiyacı tetiklemiştir (Sanlav, 2014).

Kaplan ve Haenlein’ in düşüncesine göre sosyal medya, “Web 2.0 üzerinde ideolojik ve teknolojik içeriklerin, yapılanmaların kullanıcı merkezli bir şekilde üretilmesine ve geliştirilmesine izin veren internet tabanlı uygulamaların bütünüdür” (Kaplan ve Haenlein, 2010). Sosyal medyada yer almanın nedeni, fark edilmek ve etkileşim yaratmaktır. Sosyal medyanın kuralı, sesini en etkin kanal ve içerikle duyurmak yani fark edilmeyi sağlamaktır. Sosyal medya ve dijital ortamlar iş ve sosyal yaşantımızın her noktasına bilgiyi gönderme özelliği bakımından bir iletişim devrimi gerçekleştirmiştir (Neumann ve Hogan, 2005). Bu devrimle beraber, veri sirkülasyonu ve analizinin kolaylaşması söz konusu olmuş ve küresel iş döngüsü hızlanmıştır. Web 2.0’ın getirmiş olduğu bu sosyal devrimle birlikte işveren, çalışan ve müşteri arasındaki iletişim kuvvetlenerek çok daha önemli hale gelmiştir. Bu iletişim döngüsünün içerisinde işveren marka değeri oluşturmak dijitalleşen çağdaki değişime adapte olmak adına yerel ve küresel işletmeleri yakından ilgilendirmektedir. İşletmelerin itibarının en önemli unsuru haline gelen işveren markasının işletmelerdeki izdüşümü insan kaynakları uygulamalarında can bulmaktadır. İşletmelerin en önemli hedef kitlelerinden biri mevcut ve potansiyel çalışanlarıdır. İşverenler mevcut çalışanların performansını arttırmak ve yetenekli çalışanlar için cazibe merkezi haline gelebilmek için markalarının değerini yükseltecek çalışmalar yaparlar. İşveren markası, bir örgütün aday havuzunda bulunan kişiler ve örgütte hali hazırda çalışanlar tarafından nasıl algılandığı ile ilgilenir. Potansiyel adayların ve mevcut çalışanların örgütü nasıl algıladıklarını bilmek hem daha kaliteli adayların seçilmesini sağlamakta hem de mevcut nitelikli çalışanları elde tutmak adına işletmeye ve özellikle İnsan Kaynaklarına yardımcı olmaktadır. Özellikle son yıllarda iş dünyasında ve akademik platformda oldukça tartışılan işveren markası; işletmelerde mevcut çalışanların performans ve sadakatinde pozitif etkisini gösterirken, potansiyel çalışanların işletmeye kazandırılmasında açık ara en önemli itici güç olarak kabul edilmektedir (Doğru ve Çakır, 2015).

Literatüre bakıldığında markalaşma için sosyal medyanın kullanımına ilişkin sayıların arttığı görülmektedir. Fakat sosyal medyanın işveren markasına sağladığı katkının geleceğini ele alan çok az araştırma bulunmaktadır. İşveren Markasının cazibesi, özellikle de sosyal medya ortamları aracılığıyla teşvik edilirse, İK profesyonellerinin geleneksel İK görevlerinin ötesinde aktivasyonlara katılmaları için büyük fırsatlar sunmasıdır. İşe alım, bir iş ilanını tweetleyerek daha ilginç ve verimli olabilir; yetenek avcılığı profesyonel iş ağları sayesinde çok sayıda bağlantılı profil tarafından kolaylaştırılabilir. Çalışanların bu şirkette nasıl çalıştığı hakkında blog yazmasına izin vermek, organizasyon imajını geliştirebilmekte ve bu sayede şirkete ilgi duyanların sayısını artırabilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Dijitalleşme, İnsan Kaynakları, Sosyal Medya, İşveren Marka Değeri.

Kaynakça

Doğru, G. ve Çakır S., (2015), “İşveren Markası Yönetim Sürecinde Strateji ve Uygulamaların İncelenmesi: Türkiye’deki Şirketlerin İnsan Kaynakları Yöneticilerine Yönelik Bir Araştırma” Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 8 Sayı: 40.

Kaplan A. And Haenlein M., (2010), “Users of The World Unite The Challenges and Opportunities of Social Media”, Business Horizons, 53, pp. 59-68

Neumann, M. and Hogan D., (2005), “Semantic Social Network Portal for Collaborative Online Communities”, Journal of European Industrial Training, Vol. 29 No. 6.

Sanlav, Ü., (2014), “Sosyal Medya Savaşları”, Hayat Yayınları, İstanbul.