Doç. Dr. Veysel ÇAKMAK
ORCID: 0000-0001-5785-7636
Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi
veyselcakmak@aksaray.edu.tr
ISBN: 978-605-71074-1-1  
Yayın Tarihi: 09.11.2023
Doi: 10.5281/zenodo.10092610

Kitle iletişim araçlarının ortaya çıkmasıyla birlikte bireyler ve kurumlar iletişim alanında kitle iletişim tekniklerini kullanmaya başlamışlardır.  Zamanla gazete, kitap, radyo, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarının insanlar üzerinde çok fazla etkili olduğu bilinmektedir. İnsanlar da kendi ihtiyaçları ve amaçları doğrultusunda kitle iletişim araçlarından faydalanmışlardır. Bu çalışmada kitle iletişiminin tanımı, tarihi, özellikleri ve işlevi üzerine odaklanılmaktadır. Ayrıca çalışmada kitle iletişimi bilgi toplumu ve eleştirel düşünce açısından ele alınmaktadır.

İletişimin kitlesel bir araçla, örneğin radyo, televizyon veya gazete ile yapılmasıyla ortaya çıkan etkileşime kitle iletişimi denir (Mutlu, 2012, s. 188). Daha detaylı olarak kitle iletişimi “ekonomik, siyasal, kültürel, psikolojik ve sosyolojik bağlamlarda yönetsel amaçlarla örgütlenmiş yapıları, bu üretilenleri kullananları, bu süreçlerdeki sayısız ilişkileri ve ilişki biçimlerini içeren iletişim türü” olarak tanımlanabilir. İletişimin yönetim boyutunda bulunmaktadır. Çünkü yönetim işini yapanlar, haber, spor, eğlence ve reklamlar gibi çok sayıda format yoluyla, insanların beklenti, duyarlılık, davranış biliş, duygu ve inançlarını yönetirler  (Erdoğan, 2019, s. 143).              

Kitle iletişimi kavramı Türkiye’de televizyon, gazete, radyo, basın, sinema ve interneti içeren medya olarak algılanmaktadır. Bu algı yanlış ve fazla sınırlayıcıdır. Kitle iletişim araçları sadece yirminci yüzyıldaki iletişim araçları ile sınırlı değildir. Kitle iletişimi yönetimsel iletişim olarak ele alınırsa eski imparatorluklardan beri vardır. Kitle iletişimi kitlelerin, ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarla bağlantılı bilinç ve davranış yönetimidir  (Çağlar, 2017, s. 165).

İnsanlık tarihi dilin ve sözün gelişmesinden günümüzdeki dijital kitle iletişim araçlarının gelişmesine kadar evrilerek gelişen fakat düz ve çizgisel olmayan bir süreçtir. İnsanlık tarihi nicel gelişmelerin belli zamanlarla toplumsal gelişmelere ve hareketlere sebep olduğu ve hızla ilerleyen etkileşimli bir süreçtir. İnsanlar bir araya gelerek üretim yapmaya başlamışlar, sözü, resmi ve yazıyı bulmuşlardır. İlerleyen zamanlarda da basım tekniklerini, fotoğrafı, telgrafı, telefonu, radyoyu, sinemayı, televizyonu ve bilgisayarı gibi önemli kitle iletişim araçlarını bulmayı başarmışlardır. İletişim tarihine kısaca bakıldığında, İngiltere’de basının gelir kaynakları 1890’lardan itibaren değişmiş ve ticari bir boyut kazanmıştır. Sinema 1910 ve 1920’ li yıllarda popüler olmuş, radyo 1920’li yılların ikinci yarısında popüler hale gelmiş, televizyon ise 1940’lı yıllarda ortaya çıkmış ve sonrasın da günlük hayatın vazgeçilmez iletişim araçlarından olmuştur (Yaylagül, 2010, s. 16).

Kitle iletişimi, kitle iletişim araçları ile gerçekleştirilir. Dört temel dönemde karakterize edilebilir (Atik, 2016, s. 115):

1.Basının ortaya çıkışı: Duvar gazeteleri, haber mektupları, 1600’lü yıllar ilk süreli gazete ve dergiler, 1800’lü yıllar fikir gazetelerinden kitle gazetelerine geçiş,

2.Görsel iletişim araçları: 1930’lar ilk televizyon yayınları, 1950’ler televizyonun kitle medyasına dönüşümü, 1800’lü yılların sonu sinemanın ortaya çıkışı, 1930’lar sessiz filmlerden sesli filmlere geçiş,

3.1990’lar Dijital medya: İnternete geçiş, 2000’lerin başı internetin sosyal medyaya dönüşümü,

4.İşitsel kitle iletişim araçları: 1920’ler kitlelere yönelik kurumsal radyoların yayına başlaması, 1930’lar ve 1940’lar radyonun popüler bir kitle iletişim aracına dönüşmesidir.

Türkçe’de haberleşme olarak da ifade edilen kitle iletişimi, kitleler ile toplumun bütünün etkileyen önemli bir güçtür. Kitle iletişim araçları, toplumsal olarak bazı işlevlere sahiptir. Bunlar dört temel alt başlıkta ele alınabilir (Çağlar, 2017, s. 198):

Haber ve enformasyon verme işlevi; ulusal ve uluslararası meydana gelen haber ve enformasyonları topluma sunan kitle iletişim araçlarıdır.

Denetim ve eleştiri işlevi; bu işlev halk adına yapılan eleştiri işlevidir. Demokratik toplumlarda yasama, yürütme ve yargıdan sonra “dördüncü güç” olarak değerlendirilen kitle iletişim araçları bulunmaktadır.

Eğitme ve eğlendirme işlevi; kitle iletişim araçları topluma önemli konularda bilgi vererek onları eğitir, ayrıca kitlelere önemli eğlence programları sunarak onları eğlendirmektedir.

Kamuoyu ve gündem oluşturma işlevi; kitle iletişim araçlarının en önemli işlevidir. Toplum sorunlarını ortaya koyarak bir gündem ve kamuoyu oluşturur. Sorunlarda ortak kanaat ve kabulün oluşması siyaset bilimciler için vazgeçilmez bir etkileşimdir.

Kitle iletişim araçlarının kendine has birtakım özellikleri bulunmaktadır (Oğuz, 2018, s. 134);

Geniş izleyici kitlesine sahiptir, ulusal ve uluslararası topluluklara seslenir.

İzleyici kitlesi farklı toplumsal kümelerden gelen farklı özelliklere sahip insanlardan oluşmaktadır.

İçeriği üyelik esasına göre değil, herkese açıktır. Kitle iletişim aracı kamusaldır.

Kitle iletişim araçları birbirlerinden aynı anda uzakta bulunan insanların aynı anda birbirleriyle etkileşimde olmalarını sağlar.

Kitle iletişimi mesajlar geri döndürülemez biçimde tek yönlüdür. Örneğin; gazete, radyo, televizyon gibi araçlarda geri dönüş yoktur.

Kitle iletişim araçlarının ürünleri halkın kolayca elde edebileceği ürünlerdir. Ancak elde edilebilirlik, benimseme anlamına gelmemektedir.

Eleştirel ekolün öncü okullarından Frankfurt Okulu kitle iletişim araçlarına 1960’lardan itibaren, eleştirel iletişim çalışmaları yaparak farklı bir bakış açısı ortaya koymuştur. Frankfurt Okulu üyeleri dönemin popüler kitle iletişim araçları olan radyo, kitap, dergi, sinema, film ve gazetenin olumsuz etkileri üzerinde durmuşlardır. Paranın bütün değerlerden önde geldiği bir toplumda, okul bu iletişim araçlarının halk tabakası için değil, sermaye sahipleri için bir yönetim aracı olarak kullanıldığını iddia etmektedirler.  Okul kitle iletişim araçlarının göründüğü gibi tarafsız haber yapan, halkı aydınlatan bir teknoloji olmadığını vurgulayarak kitle iletişim araçlarına kötümser bakmaktadır. Frankfurt Okulu üyeleri kitle iletişim araçlarını ve onun ürünlerini bireylerin özgürlüğünü kısıtlayan ve aydınlanmasını engelleyen teknoloji olarak değerlendirmektedir. Bu noktada kitle iletişim araçlarının özellikleri konusunda kültür endüstrisi kavramını ortaya atarlar ve bireylerin devrimci ruhunu yıkan ideolojik baskı araçları olduklarını iddia etmektedirler (Begtimur, 2018, s. 63). Frankfurt Okulu düşünürlerine göre kitle iletişim araçları ile kitle toplumu örtüşmektedir. Kitle iletişim araçları ile kitleler içerisinde edilgenleştirilen, kendine özgün özelliklerini yitiren, yani akli yeteneklerini kaybeden, kendi gerçek yaşamlarından soyutlanan insanlar, güçsüz birimlerden oluşan bir toplum haline getirilmektedir. Güçsüz toplumlar, iktidar tarafından kendilerine sunulan her tür baskıya boyun eğmekte ve farkında olmaksızın kabul etmektedirler. Kitle iletişim araçları da bu iktidarın manipülasyon aracı haline dönüşmektedir (Güngör, 2020, s. 99).

Kitle iletişim araçlarına bilgiye ulaşma açısından bakıldığında özelikle internet toplum için vazgeçilmek bir dönüşüm sağlamıştır. Bilginin toplumun tamamına yayılması, kolay ulaşılabilir olması, ucuz olması, ulusal ve uluslararası etkileşimi sağlaması ve yeni fırsatlara kapı açması kitle iletişimi açısından faydalı olarak bilinmektedir. Bazı olumsuz yanları olmasına rağmen bilgiyi yayması ve gelecek kuşaklara aktarması açısından sürdürülebilir bir kaynak konumundadır (Arklan & Taşdemir, 2008, s. 77).

Sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla birlikte kitle iletişimi de değişime uğramıştır. Yeni olan bu iletişim kitlesel öz iletişim olarak adlandırılabilir. Çünkü Yotube’de yayınlanan bir video, bir blogun oluşturulması ve paylaşılması ile yüzlerce hatta binlerce kişiye mesajların ulaşması demektir. Bu açıdan kitlesel öz iletişimdir. Ayrıca kişi mesajları kendisi üretmesi ve paylaşması sebebiyle bu etkileşim de öz iletişim olarak da adlandırılabilir. Kişiler arası iletişim, kitlesel iletişim ve öz iletişim bir arada bulunarak birbirini tamamlayabilir. Tarih açısından yeni olan ama toplumsal değişim açısından önemli sonuçlar ortaya çıkaran bu kitle iletişim araçları bütünleşik bir iletişime dayalı dijital bir hiper metin eklemlemesidir. Ayrıca bu internet platformu bütün mesajların ve iletişim araçlarının yeniden şekillenmesini sağlayan dijital bir mekandır. Kitle iletişim araçlarına farklı bir boyut kazandırmıştır (Castells, 2016, s. 92)

Sonuç olarak kitle iletişim araçları geçmişten günümüze yenileri icat edilerek çoğalmış ve toplumu değiştirmeye ve dönüştürmeye devam etmiştir. Kitle iletişim araçları bir yandan toplumun haber alma, bilgiyi paylaşma, öğrenme, öğretme, kamuoyu oluşturma ve bunları gelecek nesillere aktarma görevini üstlenirken, diğer yandan ise insanların özgün düşünmesini engelleme, toplumu farklılıklardan arındırarak kitle kültürü oluşmaya yönlendirme ve iktidarların manipülasyon aracı rolü için kullanılmaktadır. Çok yeni olan Web 2.0 tabanlı sosyal medya araçlarının, toplumu yirmi yıllık sürede çok fazla etkilediği görülmektedir. Fakat bu yeni teknolojilerin gelecekte toplumu ne kadar etkileyeceğini araştırmacıların tahmin etmesi güçtür.

Anahtar Kelimeler: Kitle İletişimi, Kitle İletişim Araçları, Kitlesel Öz İletişim, Medya.

Kaynakça

Arklan, Ü., & Taşdemir, E. (2008). Bilgi Toplumu ve İletişim: Bilginin Yayılması Sürecinde Kitle İletişim Araçları ve İnternet. Selçuk İletişim, 67-80.

Atik, A. (2016). Kitle İletişim Araçları ve Türleri. E. Akbulut içinde, İletişime Giriş (s. 114-133). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Açık ve Uzaktan Öğretim Fakültesi.

Begtimur, M. E. (2018). Frankfurt Okulu ve Kitle İletişim Araçları Eleştirisi. Kuram ve Uygulamada Sosyal Bilimler Dergisi, 50-63.

Castells, M. (2016). İletişim Gücü. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Çağlar, Ş. (2017). Kitle İletişim Araçları ve İşlevleri. S. Karadoğan Doruk içinde, İletişim Bilimi (s. 179-205). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğtiim Fakültesi .

Çağlar, Ş. (2017). Kitle İletişimi. E. Karadoğan Doruk içinde, İletişim Bilimi (s. 155-178). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi.

Erdoğan, İ. (2019). Medya Sosyolojisi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi .

Güngör, N. (2020). İletişim Kuramlar ve Yaklaşımlar. Ankara: Siyasal Kitabevi.

Mutlu, E. (2012). İletişim Sözlüğü. Ankara: Sofos Yayınları.

Oğuz, M. T. (2018). Kitle İletişimi. B. Kılınç, & U. Eriş içinde, İletişim Bilgisi (s. 121-164). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını.

Yaylagül, L. (2010). Kitle İletişim Kuramları Egemen ve Eleştirel Yaklaşımlar. Ankara: Dipnot Yayınları.