Dr. Eda Evlioğlu Gezer
ORCID: 0000-0003-0926-964X
eevlioglu@gmail.com
ISBN: 978-605-71074-1-1 
Yayın Tarihi: 05.08.2024
Doi: 10.5281/zenodo.13219474

İngiliz belgeselinin önde gelen isimlerinden ve belgesel sinemaya yön veren belgesel film yönetmeni olan John Grierson’a göre belgesel, yaşadığımız dünyanın aktarılmasıdır, belgesel yaşamın kendisidir. Grierson belgeseli “aslına sadık kalarak yeniden kurulmak yoluyla yorumlanan gerçekliğin bir yönünü akla ya da duygulara seslenecek biçimde film üzerine kaydetme yöntemleri” (Nichols, 2017, s. 27), olarak tanımlamaktadır. Burada belgeseli tanımlayan en temel özellik ve belgeselin belirleyici ögesi gerçeğin yaratıcı bir şekilde aktarılmasıdır.  Gerçekliğin aktarılırken, yaratıcı bir şekilde işlenmesi demek, yine de sinemasal tekniklerin kullanılması ve sanatçı/belgesel yönetmeni tarafından, onun bakış açısından ve yorumundan geçerek gerçekliğin filme aktarılması demektir.

John Grierson belgesel sinemaya ilişkin başlıca ilkeler sıralar. Bu ilkeler bir bakıma belgesel sinemanın manifestosu niteliğinde de değerlendirilebilir. Bu ilkeler şunlardır: 

  1. Sinemanın gerçek yaşamı gözleme ve aktarabilme yeteneklerinde yeni bir yaklaşım ve sanat biçimi bulduğumuzu düşünüyoruz. Stüdyolarda film çekenler kamerayı gerçek dünyaya götürmenin kazandıracağı olanakları bilmiyorlar.
  2. Yerel halktan toplumsal oyuncuların ve gerçek mekanların dünyayı yorumlamada en iyi rehber olduğunu düşünüyoruz.
  3. Gerçek yaşamda bulunan konuların ve malzemelerin, oyunculuk yoluyla bulunanlardan çok daha gerçek olduğunu düşünüyoruz (Arda, 2010, s. 8).

Grierson belgesele ilişkin ortaya koyduğu ilkelerde belgeselin yaşamı yakalamada kurmacadan daha üstün olduğunu coşkulu bir şekilde ilan etmektedir.

Belgesel sinemada kameranın önünde cereyan eden gerçekliğin tespit edilmesi, sanatçı/belgesel yönetmeninin bu cereyan eden gerçekliğe bakış açısını katarak bunu peliküle kaydetmesi belgeselin bir temsil olduğunu göstermektedir. Belgesel gerçekliğin ruhsuz bir kopyası değildir, aksine sanatçının kavrayışını ve önünde cereyan eden gerçekliğe bakışını da işin içine dahil eden bir temsildir. Bu anlamda sanatçısının sesi, sanatçının tutumu ortaya çıkan belgeselde duyulur, görülür (Mükerrem, 1999, s. 12). Belgesel sinema bu anlamıyla özel bir tür olarak görülebilir. Çünkü belgesel kurmacadan farklı olarak gerçekliğe sadık kalmasının yanında üretim öncesinde hummalı bir araştırma sürecini, objektif bakış açısıyla birlikte sanatsal kaygıları da göz önünde bulundurmayı gerektirir (Cereci, 1997, s. 9).

Belgesel filmin malzemesi içinde bulunduğu çevreden gelir, senaristin veya yönetmenin hayal gücünden elde edilmez. Olmuş olan veya olmakta olan olaylar sinema sanatının teknikleri ve olanakları kullanılarak sanatçının penceresinden geçerek estetik bir şekilde aktarılır. Simten Gündeş bu bağlamda belgesel üretim sürecini şu şekilde sıralamaktadır:

  1. Belgesel sinemacı içinde bulunduğu zamanın ve toplumun sorunlarını ilgili tüm bilgileri toplayarak ve yerinde araştırmalar yaparak inceler.
  2. İşlenecek konu iyice araştırıldıktan sonra bir yaklaşım metni, taslak oluşturulur.
  3. Belgesel film, konunun geçtiği yerde veya imkân yoksa ona benzeyen bir yerde geçer.
  4. Belgesel sinema bir sorunsalı ve o sorunsalın altında yatan gerçekliği yansıtmaya çalışır.
  5. Belgeselci gerçeği aktarırken nesnel kalmaya çalışır fakat yine de olaylara kendi bakış açısını, dünya görüşünü dahil eder.
  6. Belgeselci kamera önünde cereyan eden gerçekliği fotokopi gibi bir belge halinde değil, gerçekliğe sadık kalarak sinemanın anlatım olanaklarını kullanarak estetik bir şekilde aktarır.
  7. Ortaya çıkan belgesel film anlaşılır olmalıdır.
  8. Belgesel sinemada temel amaç sorunları ortaya koymak, çözüm yollarını araştırmak ve düşündürmektir (Gündeş, 1998).

Belgesel sinemayı kurmacadan ayıran en temel farklılık, kurmacada yönetmen veya senarist tarafından hayal edilen dünya anlatılırken, belgesel sinemada içinde yaşadığımız dünya ve gündelik yaşamda karşılaşabileceğimiz karakterlerin anlatılıyor olmasıdır. Fakat kurmaca ve belgesel arasındaki fark keskin çizgilerle ayrılamaz. Bazı belgeseller kurmacayla ilişkilendirilen çeşitli teknikleri kullanabilirler. Bu teknikler örneğin, sahneleme, canlandırma, profesyonel oyuncu kullanma, sonradan eklenen çeşitli ses ve görsel efektler gibi tekniklerdir. Öte yandan bazı kurmaca filmler de gerçekçiliğe ulaşmak amacıyla belgesel sinemayla ilişkilendirilen çeşitli teknikleri kullanırlar. Bunlar arasında gerçek mekanlarda çekimlerin yapılması, amatör (toplumsal) oyuncuların kullanılması, doğal ışıkta çekimlerin yapılması, çekimler sırasında doğaçlamalara başvurulması sayılabilir. Örneğin, İtalyan Yeni Gerçekçi Sinemanın, Abbas Kiarostami Sinemasının belgesel tekniklerini kullanıldığı görülebilir. Dolayısıyla belgesel sinema ve kurmaca arasındaki sınırın kimi durumlarda oldukça muğlak olduğu söylenebilir. 

Belgesel sinema kurmaca gibi alegorik değildir. Yani gerçek dünyanın bir benzeri değildir. Gerçekliğin ta kendisidir. Belgeselde gördüğümüz karakterler profesyonel oyuncular tarafından canlandırılan karakterler değildir. Karakterler kendilerini kendileri gibi sunan yerel halk veya toplumsal oyunculardır. Dolayısıyla belgeseller gerçek kişiler hakkındadır ve o kişileri kendileri canlandırırlar. Bütün bunlardan hareketle Bill Nichols, yazının başında verilen John Grierson’un belgesel tanımını biraz daha geliştirir ve kapsayıcı bir tanımlamaya ulaşır. Nichols’ün ortaya koyduğu belgesel tanımı şu şekildedir:

“Belgesel film, gerçek kişilerin (toplumsal oyuncuların) içinde yer aldığı durum ve olaylardan bahseder. Bu kişiler, betimlenen yaşamlar, durumlar ve olaylar hakkında inandırıcı bir önerme ya da bakış açısı edinebilmemiz için aktarılan bir öyküde, bize kendilerini kendileri olarak sunarlar. Yönetmenin özgün bakış açısı, bu öyküyü kurgusal bir alegori yerine tarihsel dünyayı doğrudan görmemizi sağlayan bir araç haline gelir” (Nichols, 2017, s. 35).

Nichols’ün yaptığı bu kapsayıcı tanımlama belgesel sinemanın kendine has özelliklerini ve kurmacadan farkını ortaya koyması bakımından literatürdeki en kapsamlı belgesel tanımlamasıdır.

Anahtar Kelimeler: Belgesel Sinema, Sinema, Gerçeklik.

Kaynakça

Arda, Ö. (2010). Belgesel Film. İstanbul: Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi

Cereci, S. (1997). Belgesel Film. İstanbul: Şule Yayınları

Mükerrem, Z. (1999). “Belgeselde Gözlem Yönteminin Anatomisi”, Kurgu Dergisi, (16).

Nichols, B. (2017). Belgesel Sinemaya Giriş. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları

Gündeş, S. (1998). Belgesel Filmin Yapısal Gelişimi: Türkiye’ye Yansıması. İstanbul: Alfa Basım Yayın