Araş. Gör. Dr. Neslihan ÖZMELEK TAŞ
ORCID: 0000-0002-6348-2495
Pamukkale Üniversitesi, İletişim Fakültesi
nozmelek@pau.edu.tr
ISBN: 978-605-71074-1-1
Yayın Tarihi: 05.10.2023
Doi: 10.5281/zenodo.8408591

Halo etkisi veya hale etkisi izlenim oluşumundaki genel bir bilişsel önyargı olarak ifade edilebilmektedir. Kişiler, iletişim kurdukları kişilere ilişkin olarak elde ettikleri ya da bildikleri bazı iyi (veya kötü) özelliklere dayanarak, diğer ilgili, ilgisiz ve bilinmeyen özelliklerinin de bilinen özellikleri ile tutarlı, yani iyi veya kötü olabileceğine dair varsayımda bulunma eğilimine sahip olabilmektedir. Bu durum halo etkisi olarak adlandırılmaktadır (Forgas ve Laham, 2017, s.276).

Alan yazında ilk defa Thorndike (1920) tarafından ortaya konulan halo etkisi, kişilerin veya kurumların sergilediği iyi bir özelliğin diğer tüm olumsuz özellikleri gölgede bırakılmasını sağlayabilen bilişsel bir önyargıdır (Nicolau vd., 2020). Birçok alanda ampirik olarak gözlemlenen Halo Etkisi, izlenim oluşumunun birçok alanında görülmektedir (Gabrieli vd., 2021). Jacobs ve Kozlowski (1985)’e göre, değerlendiriciler arasındaki aşinalık arttıkça halo etkisi artmaktadır. Bu bakımdan, kişilerarası iletişim sürecinde bireylerin birbirini ne kadar tanıdıkları onlara atfedecekleri niteliklerin olumlu veya olumsuz olma durumlarını etkileyebileceği söylenebilmektedir. Öte yandan, yıllar içerisinde yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda, bireylerin dış görünüşleri ile, sosyal sıcaklık, mutluluk, kişilik, yeterlilik, evlilikte mutluluk, ahlaki konular, dürüstlük ve zekâ gibi unsurların birbiriyle ilişkili olduğu anlaşılmıştır (Asch, 1946; Little vd., 2006; Dion, 1972; Forgas vd., 1983; Landy ve Sigall, 1974; Eagly vd., 1991). Bu açıdan bakıldığında halo etkisi kapsamında bireylerin dış görünüşleri ile diğer sosyal yaşam başarı skalalarının içsel bir tutarlılığa sahip olduğu ifade edilebilmektedir.

Halo etkisi değerlendiricinin karşı tarafa tüm performans boyutlarında benzer derecelendirmeler verme eğilimidir (Tsui ve Barry, 1986). Halo etkisine ilişkin alan yazında yapılan çalışmalar ışığında kavram Forgas ve Laham (2017)’ye göre şu şekilde özetlenebilmektedir:

  • Halo etkisi, algılayıcıların bir kişinin diğer ilgisiz özellikleri hakkındaki bilgilere dayanarak olumlu veya olumsuz nitelikleri hakkında çıkarımlar yapması durumunda ortaya çıkan, izlenim oluşumundaki bilişsel bir önyargıdır.
  • Halo etkisi, fiziksel çekicilik, sosyal statü, alışılmadık bir isme sahip olma, kişilerarası tarz vb. gibi çeşitli sosyal özellikler tarafından tetiklenebilmektedir.
  • Gestalt teorisi, örtülü kişilik teorileri, ikili süreç teorileri ve çağrışımsal öğrenme ve hafıza teorileri gibi bir dizi sosyal bilişsel teori ile hale etkileri açıklanabilmektedir.
  • Halo etkilerinin açık talimatlarla kontrol edilmesi zor görünse de daha sistematik ve dikkatli bilgi işleme süreci benimsendiği takdirde ortadan kaldırılabilmektedir.
  • Halo etkisi, gerçek hayatta önemli sonuçlar doğurabilmektedir. Bu etkiler, kişilere yönelik olarak yersiz olumlu veya olumsuz beklentiler yaratabilmekte ve bu da kendi kendini gerçekleştiren kehanetlere ve potansiyel olarak ayrımcı muameleye yol açabilmektedir.

Halo etkisinin ortaya çıkmasında beş önemli unsur bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilmektedir; yetersiz örnekleme, yutma, yetersiz somutluk, yetersiz değerlendirici motivasyonu ve bilgisi ve bilişsel çarpıtmalardır (Cooper, 1981; Schmidt vd., 2023):

  • Yetersiz Örnekleme: Değerlendiricinin yetersiz bilgiden kaynaklanan iki kategori arasındaki ilişkiyi olduğundan fazla tahmin etmesi anlamına gelir ve değerlendiriciyi kapsamlı bir izlenime güvenmeye yönlendirmektedir.
  • Yutulma: Hale haline getirilmiş derecelendirmeler, genel bir izlenimin veya alternatif olarak göze çarpan bir özelliğin veya özelliklerin derecelendirilen kategorilerle ilgili olduğu inancından kaynaklanmaktadır.
  • Yetersiz Somutluk: Değerlendirilen kategorilerin doğası değerlendirici için fazla soyut olduğunda yetersiz somutluk ortaya çıkmaktadır.
  • Yetersiz Değerlendirici Motivasyonu ve Bilgisi: Değerlendirici konumunda bulunan bireyler derecelendirme süreci üzerinde gereken çabayı göstermedikleri takdirde veya derecelendirmelerinin halo etkisinden etkilenebileceği gerçeğine karşı yeterince duyarlı değillerse, bu halo etkisi oluşmasına neden olabilecektir.
  • Bilişsel Çarpıtmalar: Son olarak, değerlendirici konumundaki kişi bilgi kaybettiğinde veya nesnel yargısına bilgi eklediğinde bilişsel çarpıtmalar halo kaynakları olabilmektedir (Schmidt vd., 2023).

Her ne kadar “bir kitabı kapağına göre yargılamamak” erken yaşlarda içselleştirilmesi gereken bir öğreti olsa da sosyal psikoloji araştırmalarının ortaya koyduğu sonuçlar birçok kişinin iyi niyetli olmasına rağmen bu konuda başarılı olamadığını göstermektedir (Palmer ve Peterson, 2021). Dolayısıyla, bireyler kişilerarası iletişim kurarken, kişilerarası ilişkisel süreçlerde veya herhangi bir sosyal ortamda karşı karşıya kaldıkları bireylere ilişkin olarak çoğu zaman fiziksel görünüşlerine ya da kendileri üzerinde bıraktıkları ilk izlenimlerine göre çıkarımlarda bulunma eğilimi taşıyabilmektedir.

Halo etkisi üzerine yapılan akademik çalışmalar doğrultusunda, kişilerarası ilişkiler üzerindeki rolü düşünüldüğünde bu durumu bazı maddeler ile açıklamak mümkün olabilmektedir:

  1. İlk İzlenimler: Halo etkisi genellikle ilk karşılaşmalarda devreye girmektedir. Birisi hakkında olumlu bir ilk izlenime sahip olan kişi, onun sahip olabileceği olumsuz nitelikleri gözden kaçırma veya küçümseme eğiliminde olabilmektedir (Grcic, 2008).
  2. Stereotipleştirme: Halo etkisi stereotipleştirmeye katkıda bulunabilmektedir (Dwyer, 2013). Belirli bir özelliğe dayalı olarak birisi hakkında olumlu bir izlenime sahip olan kişiler, bu izlenimlerini, o özelliği paylaşan diğer kişilere genelleyebilmektedir. Örneğin belli bir gruptan arkadaş canlısı bir kişiyle karşılaştıkları takdirde diğer grup üyelerinin de aynı şekilde olduğunu varsayabilmektedir.
  3. Algı Üzerindeki Etki: Halo etkisi kişilerin, diğerlerinin fiziksel özelliklerine dayanarak, onların davranışlarını algılama ve yorumlama biçimlerini etkileyebilmektedir (Lucker vd., 1981). Bu bağlamda, birisi hakkında olumlu bir izlenime sahip olunduğunda kişi olumsuz davranışlar sergilese bile, onun eylemlerini olumlu niyetlerle ilişkilendirme olasılığı daha yüksek olabilmektedir. Bu durumun tam tersi de mümkün olabilmektedir. Yani kişiler bir kişinin sergilediği olumsuz bir davranış sonucu onunla ilgili olarak bir daha olumlu bir izlenime sahip olamayabilecektir.
  4. Karar Vermeye Etkisi: Halo etkisi aynı zamanda, bireylerin karar verme süreçleri üzerinde de etkili olabilmektedir (Katopol, 2018). Kişi, birisi hakkında olumlu bir izlenime sahip olduğunda, o kişi belirli bir alanda uzman olmasa bile onun görüşlerine ve yargılarına güvenmeye daha yatkın olabilmektedir. Bu durumun tam tersi olduğu durumda da önyargı ile hareket edilmesi olasıdır.

Halo etkisi ile tüm bilgiler göz önüne alındığında sosyal iletişim süreçlerini potansiyel olarak, olumlu ya da olumsuz etkileyebileceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, değerlendirici konumundaki bireylerin, ilk izlenimlerin kendilerine sunacağı ön yargı ve halo etkisinden kurtularak, diğerleri hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip olduktan sonra, onlarla olan ilişkileri hakkında karar vermelerinin kişilerarası iletişimleri için daha sağlıklı olabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: İzlenim, Değerlendirici, Kişilerarası İletişim, Ön yargı, Sosyal süreçler.

Kaynakça

Asch, S. E. (1946). Forming Impressions of Personality. The Journal of Abnormal and Social Psychology41(3), 258.

Cooper, W. H. (1981). Ubiquitous Halo. Psychological Bulletin, 90(2), 218–244.

Dion, K. K. (1972). Physical Attractiveness and Evaluation of Children’s Transgressions. Journal of Personality and Social Psychology24(2), 207.

Eagly, A. H., Ashmore, R. D., Makhijani, M. G., & Longo, L. C. (1991). What is Beautiful is Good, but…: A Meta-analytic Review of Research on the Physical Attractiveness Stereotype. Psychological Bulletin110(1), 109.

Forgas, J. P., & Laham, S. M. (2017). Halo effects. In R. F. Pohl (Ed.), Cognitive illusions: Intriguing phenomena in thinking, judgment and memory (pp. 276–290). Routledge/Taylor & Francis Group.

Forgas, J. P., O’Connor, K. V., & Morris, S. L. (1983). Smile and Punishment: The Effects of Facial Expression on Responsibility Attribution by Groups and Individuals. Personality and Social Psychology Bulletin9(4), 587-596.

Gabrieli G, Lim YY, Esposito G (2021) Influences of Social Distancing and Attachment Styles on the Strength of the Halo Effect. PLoS ONE 16(8): e0256364. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0256364

Grcic, J. (2008). The halo effect fallacy. Electronic Journal for Philosophy15(1), 1-6.

Jackson-Dwyer, D. (2013). Interpersonal Relationships. Londra ve New York: Routledge.

Jacobs, R., & Kozlowski, S. W. (1985). A Closer Look at Halo Error in Performance Ratings. Academy of Management Journal28(1), 201-212.

Katopol, P. (2018). The Halo Effect and Bounded Rationality-Limits on Decision-Making. Library Leadership & Management32(3).

Landy, D., & Sigall, H. (1974). Beauty is Talent: Task Evaluation as a Function of the Performer’s Physical Attractiveness. Journal of Personality and Social Psychology29(3), 299.

Little, A. C., Burt, D. M., & Perrett, D. I. (2006). What is Good is Beautiful: Face Preference Reflects Desired Personality. Personality and Individual Differences41(6), 1107-1118.

Lucker, G. W., Beane, W. E., & Helmreich, R. L. (1981). The Strength of the Halo Effect in Physical Attractiveness Research. The Journal of Psychology107(1), 69-75.

Nicolau, J. L., Mellinas, J. P., & Martín-Fuentes, E. (2020). The Halo Effect: A Longitudinal Approach. Annals of Tourism Research83, 102938.

Palmer, C. L., & Peterson, R. D. (2021). Physical Attractiveness, Halo Effects, and Social Joining. Social Science Quarterly102(1), 552-566.

Schmidt, F. T., Kaiser, A., & Retelsdorf, J. (2023). Halo Effects in Grading: An Experimental Approach. Educational Psychology43(2-3), 246-262.

Thorndike EL. (1920). A Constant Error in Psychological Ratings. Journal of Applied Psychology. 4(1):25– 29. https://doi.org/10.1037/h0071663.

Tsui, A. S., & Barry, B. (1986). Interpersonal Affect and Rating Erors. Academy of Management Journal29(3), 586-599.