Dr. Öğr. Üyesi Özlem TOPÇUOĞLU
ORCID: 0000-0002-9821-5856
Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu
ozlemgunduz@atauni.edu.tr
ISBN: 978-605-71074-1-1 
Yayın Tarihi: 22.03.2023
Doi: 10.5281/zenodo.7761589

Geçmişten günümüze dünya sosyo-ekonomik yapısı, tarıma dayalı geleneksel toplumdan endüstriyel toplum ve son olarak zihinsel emeğin son derece önem kazandığı bilgi toplumu yapısına doğru hızlı bir dönüşüm içerisindedir. Dönüşüm sürecinin temeli, yeni teknolojilerin gelişimi ve yayılımı ile mevcut toplumların bu gelişmelere uyum sağlama çabalarından oluşmaktadır. Ağırlık merkezini ekonominin oluşturduğu küreselleşmenin yapısal gelişimine katkı sağlayan bu ilerlemeler, toplumların sosyo-ekonomik durumunu birçok açıdan etkilemektedir. Bilgi ekonomisi yaşanan bu sürecin temel aktörü olarak kabul edilmektedir. Son dönemlerde çok konuşulan bir kavram olan bilgi ekonomisi, ekonomik sistemde tüm faaliyetlerin bilgi temel alınarak gerçekleştirildiği ve bu faaliyetlere bilginin entegre edilip üretim, kullanım ve yayılımına dayalı bir iktisadi yapı olarak tanımlanmaktadır (Kevük, 2006, s. 322). Bu yapı küresel olarak yeniliğin ve dönüşümün hâkim olduğu bütün faaliyetleri kapsamaktadır.

İlk olarak Fritz Machlup (1962) tarafından kullanılan ve P. Drucker (1969)’ın “The Age of Discontinuity-Süreksizlik Çağı” adlı eseri ile yaygınlaşan (Erçakar ve Çolakoğlu, 2019, s. 250) bilgi ekonomisi kavramı, bilginin sosyo-ekonomik kalkınma için etkin şekilde kullanıldığı ekonomik bir sistem olarak açıklanmaktadır. Sanayi devriminden sonra oluşan sosyal ve siyasal yapının, geliştirilen iktisadi yaklaşımların, geçmişten gelen birikimlerin ve teknolojik gelişmelerin bilgiyi ön plana çıkardığı ve bu yolla bilgi kavramına yönelik köklü değişimlerin oluşumunun desteklendiği görülmektedir. Bu köklü değişikliklerin başlangıcı olarak genel kabul görmüş olan düşünce, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmelerdir ve geçiş sürecinde bilgisayarlar, ağ ve iletişim teknolojileri, mikro-elektronik sistemler, robot ve otomasyon sistemleri gibi teknolojik üretim çok önemli rol oynamaktadır.  Ancak bazı kesimler tarafından bilgi devriminin başlangıcının matbaanın, buhar makinesinin ve hatta 1947’de ilk transistörün icadı kadar eski olduğu düşünülmektedir (Tonta ve Küçük, 2005, s. 2).

Bilgi ekonomisi, ülke ve organizasyonların bilginin üretim, dağılım ve tüketiminde kaynakların en etkin şekilde tahsisini inceleyen bir disiplindir. Bu disiplin, iktisadi mal olarak, incelenmesi zor bir konu (Arrow, 1962, s. 613) olan bilginin üretim, dağılım ve tüketiminde tarihsel ve kurumsal koşulları anlamaya, ekonomi içindeki süreç ve ilerlemeleri belirlemeye odaklanmakta ve bilginin ekonomi içindeki yerini ve etkilerini açıklamayı amaçlamaktadır (Gözcü, 2018, s. 96). Ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeylerinin belirleyicileri bilgi çağında oldukça değişim göstermiştir.  Toplumların kalkınma düzeylerinin temel belirleyicileri olarak kabul edilen bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen ilerlemeler, gelişmiş ülkelerin yakaladıkları bir aşama olarak kabul edilmektedir. Şöyle ki bilgi üretimi, teknolojik gelişmeye temel oluşturmakta, teknolojik gelişmeler ise bilginin yayılımı ve kullanımını kolaylaştırmaktadır. Teknolojik açıdan gelişim düzeyi, ülkeler açısından inovasyon üretebilmenin ve rekabet edebilmenin en önemli göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bilgi ekonomisinin ekonominin gelişim boyutu üzerindeki etkileri sadece bilgi iletişim teknolojileri üzerinden değil aynı zamanda beşerî sermaye yoluyla da gerçekleşmektedir (Gelgeç ve Hatırlı, 2018, s. 104). Şöyle ki, bilgi üretimi ve inovasyon gelişimi ancak beşerî sermayenin sahip olduğu bilgi, beceri ve analiz yeteneği ile ortaya çıkmakta ve bu sayede inovatif ürün ve hizmetler üretilerek mevcut üretim seviyesinde artış meydana gelmektedir. Bununla birlikte bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişim sanal ortamlarda ticari faaliyetlerin yapılabilirliğini sağlamakta ve böylece yeni iş imkânları ortaya çıkmakta ve yeni organizasyonlar oluşmaktadır. Bu durum ise ekonomik kalkınmanın önemli bir itici gücünü oluşturmaktadır (Kevük, 2006, s. 344).

Anahtar Kelimeler: Bilgi Ekonomisi, Yeni Ekonomi, İnovasyon.

Kaynakça

Arrow, K. (1962). Economic welfare and the allocation of resources for invention. In The rate and direction of inventive activity: Economic and social factors. pp. 609-626. Princeton University Press.

Drucker, P. F. (1969). The Age of Discontinuity. Unter: http://www. peter. drucker. at.

Erçakar, M. E., & Çolakoğlu, H. (2019). Bilgi ekonomisinin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri: Brics ülkeleri ve Türkiye için bir analiz. Journal of Management and Economics Research, 17(4), 248-268.

Gelgeç, G., & Hatırlı, S. (2018). Bilgi ekonomisi ve büyüme arasındaki ilişki: Türkiye örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi23(1), 97-122.

Gözcü, F. (2018). İnovasyon temelli bilgi ekonomisinin can damarı: Yaşam boyu öğrenme. Bilim, Eğitim, Sanat ve Teknoloji Dergisi (BEST Dergi), 2(2), 93-108.

Kevük, S. (2006). Bilgi ekonomisi. Yaşar Üniversitesi E-Dergisi, 1(4), 319-350.

Machlup, F. (1962). The production and distribution of knowledge in the United States. Vol. 278. Princeton university press.

Tonta, Y., & Küçük, M. E. (2005). Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde temel dinamikler. Türk Kütüphaneciliği19(4), 449-464.